Bir Göl Kenarında Bıraktığım Yükler

 

Sabahın köründen en azından bana göre sabahın körü olan bir saatten günaydın! Sanırım yaşadıklarımı yazmam bazen bir günü değil, daha uzun bir zamanı anlatabiliyor. :) Dün mesela… Yüzmeye gitmek için hazırlanıyordum. Çantam hazır, enerjim tam. Son anda plan değişti, rota yüzmeden pikniğe döndü. Ne kadar bağlantılı, değil mi? :) Hahaha! Arkadaşımla plan yaptım, çantamı hazırladım, tam çıkacakken… Evimin sultanı  aradı. “Akşam biz Mavi Göl'e çay içmeye gidiyoruz, sen de gelsene,” dedi. O an o fikir beni daha çok cezbetti. Çünkü uzun zamandır dışarıya hep bir yerlere yetişmek için çıkıyordum. Sürekli bir koşturma, sürekli bir tempo… Temiz hava almak, biraz yürümek, yavaşlamak… Gerçekten iyi gelecekti. Tamam dedim. Sepeti ben hazırladım. Tabii Cansu’nun klasik unutkanlıkları da devredeydi. Çaya gidiyoruz ama şeker yok. Ben çaya şeker atmıyorum, eyvallah ama onların attığını unutmam peki :)Hahaha! Neyse ki yolda hallettik. Ateşte pişen çayın keyfi bir başka oluyor ya… Çayı pek sevmeyen ben bile kaç bardak içtim, bilmiyorum. :) 

 Yanıma biraz ekmek almıştım. Yemek için değil, göldeki su kuşlarını beslemek için. Bir tam ekmeği attım onlara, inanılmaz keyifliydi. Sonra küçük bir kız geldi yanıma. Elinde ekmek yoktu ama gözleriyle ekmeği izliyordu. “Gel, sen de at,” dedim. Ekmeği böldüm, verdim ona. Kız... sanki küçüklüğümdü. Zayıf, esmer, siyah saçlı… Kendi küçüklüğümle bakıştım bir anlığına. Biraz yürüdüm sonra. Sessiz bir köşe buldum, kimselerin olmadığı… Göl manzaralı bir taşın üzerine oturdum. Kulaklığımda müzik, gözüm gökyüzünde. Ve o an fark ettim... Ne kadar uzun zaman olmuş gökyüzünü izlemeyeli. Mücadele vermekten, bir yerlere yetişmekten, kafamı kaldırıp o güzelliğe bakmayı unutmuşum. O an... Sanki tüm yüklerim bir anlığına yere indi. Elemi, kederi, derdi... bırakıverdim oracıkta.  Korkusuz, rahat, huzurlu… Uzun zamandır ilk defa bu kadar "ben"dim. 

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir Pazar Sabahı Hayallerin Peşinde

Kahveyle başlayan, umutla biten :)

Geçmişe özlem, geleceğe hasret…