Hepimiz Biraz Vaka Değil Miyiz?


 Bazen öyle kitaplar vardır ki, kapağını açtığınız anda “Acaba ben de bir vaka mıyım?” diye düşünmeye başlarsınız. İşte Gary Small ve Gigi Vorgan’ın yazdığı Bir Psikiyatristin Gizli Defteri tam da böyle bir kitap. Normalde başkasının sırlarını okumak ayıp sayılır ama bu kitapta doktorun izniyle hastaların en sıra dışı, en garip, en “yok artık!” dedirtecek hikâyelerine göz atıyorsunuz.


Kitap, ciddi bir psikiyatri dersi vermiyor; daha çok “akıl sağlığı nedir, nerede başlar nerede biter?” sorusunu akıcı bir dille düşündürüyor. Ama işin komik yanı şu: Okurken kendinizden parçalar buluyorsunuz. Mesela bir vaka obsesif bir şekilde her şeyi kontrol etme takıntısından bahsediyor. Ben de bir yandan kitabı okurken “Ojelerim kurudu mu, acaba sürdüğümde taşmış mı?” diye her sayfada tırnaklarıma bakıyorum. İşte tam bir vaka örneği!


Kitabın en güzel yanı, psikiyatrinin soğuk laboratuvar havasını değil, hayatın içinden hikâyeleri anlatması. Hani hepimiz günlük hayatta “Ben deli miyim acaba?” diye bir düşünürüz ya, bu kitap onu tatlı tatlı sorgulatıyor. Ve evet, spoiler: Hepimiz az çok bir parça “ilginç” sayılırız. 🙃


Bir de kitap öyle sürükleyici ki, “bir bölüm daha okuyayım” derken saat üçte kendinizi “uykusuzluk sendromu” vakalarını okurken bulabiliyorsunuz. Yani ironik bir şekilde kitap, yeni bir vaka daha yaratma potansiyeli taşıyor.


Sonuç olarak, Bir Psikiyatristin Gizli Defteri sadece psikolojiye meraklı olanların değil, kendini tanımak isteyen herkesin okuyabileceği bir kitap. Samimi, öğretici ve bolca düşündürücü. Hem de çaktırmadan “kendini terapiye götüren kitap” tadında.


Şimdi soruyorum: Sizce hangimiz “en sıradışı vaka” olmaya adayız? 😉


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir Pazar Sabahı Hayallerin Peşinde

Kahveyle başlayan, umutla biten :)

Geçmişe özlem, geleceğe hasret…