Bir Tesadüf, Bir Cümle, Bir Perde
Bugün garip bir çocukla tanıştım. O yüzden bunu buraya koşup not etmek istedim. Hayatımda gördüğüm en farklı kişiliğe sahip biriyle karşılaştım. Her şey bir sınav sonrası, tamamen tesadüfen başladı. Oturup konuşma imkanı doğdu.
Bu konuşma fırsatında tabii ki her zamanki gibi maskemi taktım: Dik durdum, güldüm, sohbet ettim. Konuşmada fire vermeden ilerledim. O da aynı şekildeydi... En azından ben öyle sanıyordum. Her zaman yaptığımı yapıyordum: Gül, sohbet et, enerji dolu gibi görün ve güçlü dur. Ta ki o cümleyi duyana kadar:
“Cansu, gülüşlerinde bir kırgınlık var, farkında mısın?”
İlk anda yıkılmadım. Yine gülerek, “Hiç de bile, nereden çıkarıyorsun bunu?” dedim. Ama o kararlılıkla devam etti:
“Belli etmemeye çalışsan da, bu çok belli.”
Şaşırdım. Daha önce kimse bana bunu söylemedi. Daha önce ben anlatmadan kimse, benim gülüşümden bir anlam çıkarmamıştı. Sonra devam etti:
“Cansu, çok masumsun. Ve bir o kadar da deli dolusun. Canını hiçbir şey için sıkma.”
Bu adam bunları nereden biliyordu?
"Ulan bloglarımı okudu, oradan çıkarım yaptı" desem, imkânsız. Beni birinden dinledi desem, o da imkânsız. Sadece, “Ben o anlattığın kişi değilim,” dedim.
“Yapma Cansu, kendinle çelişme,” dedi.
Yutkundum. Pes ettim.
“Evet, haklısın. Sen bunu nasıl anladın?” dedim.
“Cansu, enerjiye inanır mısın?”
“Hayır.”
Güldü ve dedi ki:
“Şu an gözümde telefonunu çıkar diyen dayı gibisin.”
İstemsizce güldüm.
“Senden dinlemek istiyorum,” dedim.
Anlattı: Bizim vücudumuzun elektronlarla dolu olduğunu, insanın atomlardan oluştuğunu, enerjiden ibaret olduğumuzu, varlığımızın bu enerjiyle yoğrulduğunu...
Ve ardından bir soru daha:
“Biri hoşuna gidince içindeki heyecan sence ne, Cansu? İnsan dokunmadan nasıl öyle hissedebilir?”
Bu soru aldıııı götürdü beni...
Aylarca bir kere sarılmak için beklediğim, AŞTİ yollarındaki Cansu’nun hislerine...
Ama o kadar donuk duruyorum ki, ne düşündüğümü belli etmemek için içimden sürekli kendime telkin veriyorum.
“Bu sadece fiziksel görünümü beğenmekle ilgili,” deyip geçiştiriyorum.
Ama içim geçiştirilmiyor.
Uzun bir sohbetin ardından ayrıldık.
Hayat, gözümün önündeki perdeden daha farklı bir perdenin de olabileceğini gösterdi bana.
Beklenmedik anda, beklenmedik kişilerle yapılan sohbetler...
Ne anlamlar çıkarmalıyım bilmiyorum.
Ama şunu fark ettim:
Hayat, tahmin ettiğimiz ve istediğimiz çizgide ilerlemeyebiliyor bazen.
Ve bazen, hiç ummadığın biri seni bir cümlede yakalayabiliyor.
Gülüşünde gizlediğin her şeyi görebiliyor.
En savunmasız olduğumuz anlar bazen en sıradan sohbetlerde çıkıyor ortaya. Ne kadar dik dursak da, bazı insanlar ruhumuzun içini görmeyi başarıyor. Ve bazen, bizi en çok anlayan, en kısa süre tanıyan biri olabiliyor.
YanıtlaSilHep güzel insanlar ile tanışman dileğiyle :)