Hayatın Ortasında Küçük Bir Mola

 Yorgun bir günden merhabalar :)

Bugün kalem elimde ama nereden başlamam gerektiğini bilmiyorum. Bayram’da yaptığım o kısa ama anlam dolu İstanbul kaçamağından mı? Yeni işimin hayatıma kattığı koşturmacadan mı? Yoksa hayatımın bir parçası olmaya çalışan o kişiden mi…? İş yerinde tanıştığım, enerjisiyle içimi ısıtan, onun yanında gülmediğim bir anın bile olmadığı o hayat dolu kızdan mı? Ya da yaklaşan doğum günüm için çevremde kurulan planlardan mı bahsetmeliyim? Belki de hâlâ içinde boğuştuğum sınav sürecinden söz etmeliyim…
İlk defa hissettiklerimi kelimelere dökmekte bu kadar zorlanıyorum sanırım.

İstanbul'la başlayayım… Bayram tatilinde aldığım o kısa nefes, bana ne kadar çok ihtiyaç duyduğumu hatırlattı. Şehrin kalabalığında yalnız kalmak bile iyi geldi. Martı sesleri, simit kokusu, Boğaz’ın serinliği… Her şey aynı gibiydi ama ben farklıydım. Belki de içimde değişen şeyleri fark etmeye başlamıştım. Kendi sessizliğime sığındım o kaçamakta. Ve İstanbul, her zamanki gibi sırrını vermedi ama beni biraz daha sarıp sarmaladı.

Yeni işim… Her gün yeni insanlar, yeni sorumluluklar, yeni telaşlar. Sabahları artık alarm çalmadan uyanıyorum. Akşam eve döndüğümde “bir gün daha geçti” diyebiliyorum. Büyüyorum. Hem mesleki olarak, hem ruhen. Bazen çok yoruluyorum, ama o yorgunluk bile "çabalıyorum" hissini veriyor ya, işte o yetiyor.

Hayatımın bir parçası olmaya çalışan biri var bir de. Anlatması zor… Ne tam içimde, ne de uzağımda. İlgisini hissettiğim ama ne hissettiğimi çözemediğim bir bağ bu. Güvensizlik değil ama belki de çekingenlik. Kalbim gardını almış ama aynı anda “ya olur da güzel bir şey başlarsa?” diye de fısıldıyor. Bilmiyorum. Zamanla çözülecek bir şey bu sanırım.

Ve… iş yerinde tanıştığım o kız. Hayat dolu biri. Onun yanında zaman akıyor, kahkahalar kendiliğinden geliyor. Gülmediğim an yok neredeyse. Böyle insanlar iyi geliyor insana; içini aydınlatıyor, enerji veriyor, unuttuğun güzel duyguları hatırlatıyor. Ona dair bir şeyler yazmak bile içimi ısıtıyor.

Doğum günüm yaklaşıyor… Çevremdeki insanlar tatlı tatlı planlar kuruyor, ben ise bu yıl daha çok içime dönmüş durumdayım. Bu seferki dileğim huzur olabilir mesela. Ya da sadece iyi insanlar, güzel anlar… Hediyelere değil, hislere ihtiyacım var bu yıl. Sessiz ama anlamlı bir kutlama hayalim var içimde.

Ve son olarak… Bitmek bilmeyen bir sınav süreci. Yalnızca akademik değil; hayat da beni bir sınavdan geçiriyor sanki. Her gün biraz daha sabır, biraz daha direnç, biraz daha umut… Yoruluyorum ama pes etmiyorum. Çünkü bu süreçler geçiyor, geçtiğinde arkamdan gururla bakmak istiyorum.

Bugün bu satırları yazarken belki de kendime ayna tuttum. Karmaşık, yoğun ama bir o kadar da gerçek bir dönemden geçiyorum. Belki sen de şu an benzer şeyler yaşıyorsundur… O zaman yalnız olmadığını bilmeni isterim.

Kendimize iyi bakalım. Çünkü bu hayat, bizimle güzel.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir Pazar Sabahı Hayallerin Peşinde

Kahveyle başlayan, umutla biten :)

Geçmişe özlem, geleceğe hasret…